Türkiye’de faizsiz finans sisteminin geçmişi, 1970’li yıllara kadar uzansa da resmen start verilmesi 1985 yılına dayanıyor. Dönemin başbakanı rahmetli Turgut Özal’ın talimatı ile sistemdeki yerini alan faizsiz bankalar, aradan geçen 30 yılda önemli bir mesafe katetti.
Türkiye’de bu sektörde faaliyete geçen ilk kuruluş, Albaraka Türk oldu. O dönemde özel finans kurumu adıyla faaliyete geçen faizsiz bankalar sonraki yıllarda birbiri ardısıra Türkiye’de faaliyete geçti. Albaraka’yı Faisal Finans, ardından Anadolu Finans,(sonra adı Türkiye Finans olarak değişti) İhlas Finans ve nihayet Bank Asya sistemdeki yerini aldılar. Uzun yıllar bir kanunu olmayan,“kanun hükmünde kararname” ile faaliyet gösteren özel finans kurumları, bir dönem kapanma tehlikesi ile karşılaştılar. neyse ki akl-ı selim galip çıktı ve bu kurumlar, sistemdeki yerini korudular.
İhlas Finans, yönetim yanlışları yüzünden 2001 krizinde iflas bayrağını çekti, binlerce insanı mağdur etti. Ancak diğer kuruluşlar, bu büyük darbeden büyük bir hasar almadan kurtulmayı başardı.
2000’li yıllar özel finans kurumlarının atılım yılları oldu. Daha sonra Bankacılık Kanunu’na tabi tutulan özel finans kurumları, adını katılım bankası olarak değiştirdi, yeni bir ivme ile yoluna devam etti.
Katılım bankaları, bugün mevduat bankaları, yatırım bankaları ile birlikte bankacılık sisteminin üç önemli ayağından birini oluşturuyor. Katılım bankaları, geleneksel bankaların, yani mevduat/ticaret bankalarının alternatifi değil, tamamlayıcısı konumunda. O kadarki faiz hassasiyeti nedeniyle sistem dışında kalan milyarlarca dolarlık kaynağı, ekonomiye kazandırdı, kayıt dışındaki fonları kayıt altına alınmasını sağladı.
2015 yılı, katılım bankaları için yeni bir dönemeci işaret ediyordu. Devlet, ilk defa faizsiz bankacılık sisteminde yerini aldı. Geçen yıl Ziraat Katılım Bankası, faizsiz bankacılık için ilk adımı atan banka oldu. Bunu Mart ayında faaliyete geçen Vakıf Katılım Bankası izledi. Şimdi Halk Katılım Bankası’nın kurulması gündemde. Yakın bir gelecekte faaliyete başlaması bekleniyor.
Katılım bankalarının bankacılık sistemi içindeki payı yüzde 5’ler civarında. Devletin de girmesiyle faizsiz bankacılık pastasının büyümesi bekleniyor. Zira, tasarruf sahiplerinin faizsiz bankacılık sistemine güven katsayısı artacak, atıl kaynaklar sisteme entegre edilecek.
Türkiye’de gelişme kaydeden sadece faizsiz bankacılık değil. Borsada, yani sermaye piyasasında da faizsiz sistemin enstrümanları var. Katılım endeksi ile borsada başta katılım bankaları olmak üzere faize duyarlı firmaların hisse senetleri işlem görüyor. Aynı şekilde faizsiz sigorta şirketleri de birkaç yıl önce sistemdeki yerini aldı.
Sukuk gibi faizsiz finans araçları ise uzun bir süredir Türk ekonomisine hizmet veriyor. Yani faizsiz finans, Türkiye’de artık yoluna girdi, giderek büyüyor.
Faizsiz finans sistemi ile ilgili 25 yıldır düzenli olarak yayın yapan bir grup olarak bir “ilk”e imza attık ve faizsizfinans.net sitesini yayına geçirdik. Bu site, faizsiz bankacılık, faizsiz sigortacılık, faizsiz borsa, faizsiz yatırım fonları ile ilgili yayın yapacak ilk kapsamlı haber portalı olacak. Sadece Türkiye’deki gelişmeleri değil, dünyada faizsiz finans ile ilgili neler olduğunu da Faizsiz Finans sitesinde yayınlayacağız. Yani, Faizsiz Finans sitesi, Türkiye’de faizsiz finans sektörünün nabzını tutacak.
Faizsiz finans sektöründe “referans kaynağı” olma iddiasını taşıyan sitemiz, Türk medyası ve sektördeki tüm oyuncular ile tasarruf sahipleri için hayırlı olsun diyoruz.
Kazım Kılınç
Habere Yorum Yapın
Yorum yapabilmek için oturum açmalısınız.